Efsanelerde kaos ve şeytan ile ilişkilendiren Akrep’in olağanüstü hayatta kalma kabiliyeti!
Bulutsuz bir gecede gökyüzüne bakarsanız, Terazi ve Yay arasında kalan kavisli yıldız dizisini görebilirsiniz. Yunan efsanesine göre, vahşi hayvanların tanrısı Artemis, Akrep’i Avcı Orion’u öldürmekle görevlendirmiştir. Bu nedenle Akrep takım yıldızı, sonsuza kadar Orion takım yıldızını kovalayacakmış gibi, onun hemen arkasında yer alır.
Efsanelerde ürpertici kimliklerle boy gösteren akrep, bu ününü belki de 450 milyon yıldır varolmasına borçludur. Akrep tuhaf şekli ve zehri nedeniyle kaos ve şeytanla ilişkilendirilmiştir. Oysa bilinen 1.300 akrep türünden, sadece 40 kadarı insanı öldürebilecek kadar zehirlidir. Tehlikeli türler Ortadoğu, Afrika, Meksika, Güney Amerika ve Hindistan’da yaşar. Ancak bu akrepten kokmamamızı sağlamaya yetmez zira her yıl 5.000 insanın akrep sokması sonucunda öldüğü tahmin edilmektedir.
Genel karakteristik özellikleri
Akrepler eklem bacaklılar ailesinin bir üyesi olup, örümcek, mayt ve keneler ile yakın akrabadırlar. Dört çift bacağı ve iki parçadan oluşmuş gövdesi vardır. Vücutları kitin adı verilen bir maddeden oluşan kabuk ile kaplıdır. Kitinin içinde bulunan kimyasal bir madde, akreplerin gece karanlığında parlamalarına neden olur. Zehirli bir uzantı ile biten kuyrukları beş boğumludur. Kuyruğun tam tersi yönde avını yakalamakta kullandığı, pedipalp denilen kıskacı vardır. Sabırlı bir balıkçı gibi saatlerce hareketsiz bir şekilde avın yaklaşmasını bekleyebilir.
Akreplere, çöllerden tropikal ormanlara kadar nerdeyse her yerde rastlamak mümkündür. Genellikle kayaların altında gizlenirler. Serin kalarak enerjilerini korurlar. Akrep, diğer eklembacaklılar gibi birden çok göze sahiptir ama görme yetileri zayıftır. Bu zaafiyete karşılık, karınlarının altında sensörler gelişmiştir. Sensörler sayesinde, diğer akreplerin izlediği yolu takip edebilir ve çevredeki hava hareketlerini algılayabilirler.
Akrep, gece uyumayan hayvanlar grubunda olmasına rağmen, gece avalanmaya çıkmaz. O avın kendisine gelmesini bekleyen, örümcek gibi soğuk kanlı bir avcıdır.
Muhteşem bir hayatta kalma kabiliyeti: Yaşam boyu süren kış uykusu
Akrep, yemek bulamadığında metabolizmasını yavaşlatmak konusunda muhteşem bir kabiliyete sahiptir. Aynı boyuttaki diğer böceklerden 3 kat daha dayanıklıdır. Omurgasız hayvanlar arasında, kıtlık zamanlarında metabolizma yavaşlatma şampiyonu akreptir. Bunu yapabilmek için yaşamının %92’si ile %97’sini hareket etmeden geçirir.Yaşam boyu süren bir kış uykusunda gibidirler. Ancak akrebin tüyler ürpertici esas özelliği, metabolizmasının en düşük seviyede çalıştığı anda bile avına son derece atik bir şekilde saldırabilmesidir. Avını yakaladıktan sonra hemen yalayıp yutmaz. Salgıladığı enzimle avı, ön bir sindirime tabi tutar. Böylece sindirim için harcayacağı enerjiden de tasarruf eder.
Bu uyuşuk varoluş biçimi sayesinde, 25 yıl hayatta kalabilir. Eklem bacaklılar dünyasının bu konudaki rekoru da ona aittir. Beslenme konusundaki bu müthiş kabiliyet, akrebe yaşamı boyunca ancak birkaç düzine yemek yiyebilme imkan tanır.
Nasıl çiftleşirler?
Akrepler çiftleşme ritüellerinde yamyamvari eğilimler gösterirler. Erkek akrep, spermatofor(çoğunlukla sperm içeren protein kapsülü) bıraktıktan sonra dişiyi spermtofora doğru yönelterek, dişinin döllenmesini sağlamaya çalışır. Bu görev, erkek akrep için son derece tehlikelidir. Dişi tarafından yenmemek için, döllenmeden sonra kaçıp canını kurtarmak zorundadır.
Diğer ilginç detaylar;
Etrafı ateşle çevrildiğinde kendini sokarak intihar ettiği doğru değildir. Zehiri kendisini etkilemez.
En küçüğü 9 mm en büyüğü 20 cm’dir.
Akrepler, hamamböcekleri gibi, radyasyonun yansıtılması açısından mükemmeldir; bu da nükleer saldırıdan kurtulma şanslarının diğer hayvan türlerinden çok daha yüksek bir seviyede olmasını sağlar.
Bazı akrep zehirleri siyanürden 100.000 daha güçlüdür. Ölüm oranını nispeten düşük yapan şey, zehir dozunun genellikle çok küçük olmasıdır.