Travmatik konuların başına gelen “ölüm korkusu”, ölüm riski hesaplama konusunda insan algısını çaresiz bırakır. Bazı dramatik ve nadir yaşanan olaylar, algımızın bozulmasına yol açar.

Algımızı yanıltan bu etkilerden nasıl kurtulabiliriz? “Risk algımızı” nasıl düzeltebiliriz? 1970’li yıllarda Standford’lu  bir profesör, ölüm riski ile ilgili algı sorununu ortadan kaldırmak amacı ile bir ölçüt geliştirdi. Mikromort adını verdiği bu ölçüt, istatistiksel verilere dayanarak, ölüm riskinin ifade edilmesinde kullanılıyor. Bir mikromort, milyonda bir ölüm riskini ifade ediyor. Böylece neyin daha riskli ve neyin daha güvenli olduğunu anlama konusunda daha gerçekçi bir algı oluşturabiliyoruz.

Öncelikle ‘milyonda bir’in ne anlama geldiğini kavramalıyız:

Bunun anlamakta kullanılan en yaygın analoji şöyledir: Milyonda 1 demek, 20 yazı-tura atışının 20’sinin de tura gelmesi, demektir. İşte aslında “bir mikromort” dendiğinde aldığımız ölüm riski budur.

Örneğin, Avusturalya’da köpek balığı saldırısının kaç mikromort olduğunu, saldırı sayısını nüfusa bölerek bulabiliriz. Avusturalya’da her yıl, üç yada dört kişi köpek balığı saldırısı nedeni ile ölmektedir. Nüfus 24 milyon civarındadır. Bu durumda yılda yaklaşık sekiz milyonda bir, ölüm riski söz konusudur. (Yani 0,125 mikromort)

Ancak unutulmaması gereken, verilerin bölgesel olarak değişebilir olduğudur. Burada verilen bilgiler, batı ülkelerinin istatistiksel verilerine dayanılarak hesaplanmış verilerdir.

Ölüm Riski TablosuMikromort
Himelaya tırmanışı12000
Alp Dağlarında dağcılık etkinliği650
Serbest atlama430
Günde 1 saat motosiklet kullanmak60
Yüksek hızlı nehirde kano yapmak50
Planörle atlama8
Sky Diving8
Maraton koşmak8
Günde 1 saat araba kullanmak2
Yataktan çıkmak (20 yaşındayken)1

Herkes, serbest paraşüt(skydiving)’in tehlikeli olduğunu düşünür, tehlikelidir de. Konunun uzmanlarına göre her atlayış, 8-9 mikromorttur. (yani 100 binde 1 ölme ihtimali) Ancak ilginç olan maraton koşmanın da 7 mikromort olmasıdır. Bu yüzden eğer bir maraton koşucusu iseniz ve uçaktan atlamayı riskli buluyorsanız, rasyonel temeli olmayan bir korkuya sahipsiniz demektir. Dalgıçlık da tehlikeli sporlardan biridir.  Her bir dalış, 5 ile 10 mikromort risk taşır.

Everest’e tırmanmanın tehlikeli olduğunu hepimiz biliyoruz ancak her bir tırmanma demesinin 40.000 mikromort olduğunu söylersek şaşırmaz mısınız? Şaşırırız çünkü mikromort ölçütü sayesinde daha doğru  bir algılama imkanına  kavuştuk.

Mikromort ölçütü, riskleri mukayese etmemizi sağlar. Örneğin ulaşım araçlarını mikromort ölçeğinde karşılaştırabiliriz: 1 mikromort risk alarak, uçakla 10.000 km, otomobil ile 400 km, motosikletle 10 km katedebiliriz.

Her şey belli bir oranda risk taşır. Evimizdeyken bile birçok risk ile karşı karşıyayız. Örneğin banyo yapmak ölüm riskini 0.3 mikromort artırır. Avusturalya’da bir yıl yaşamak, 0,125 mikromort köpek balığı saldırısı sonucu ölüm riski almak demektir. Oysa bundan neredeyse 100 kat daha fazla ölüm riskini yüzmeye giderek alırız. Yüzmek, yaklaşık 12 mikromort risk taşır.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da mikromortun kişisel riskleri değil, büyük nüfusların riski olduğudur. Yani köpek balığı saldırısı sonucu ölme ihtimali 0,125 mikromort olması, köpek balığı saldırısına uğramayacağımız anlamına gelmez.

Her gün yataktan kalkmakla 2.4 mikromort risk alıyoruz. Karşılığında aldığımız şeyin buna değmesine çalışmalıyız. Aslında iyi bir yaşam, risklerin ve onların karşılığında elde ettiğimiz değerlerin, kendimiz için tatmin edici bir oranda olmasıdır. Yani iyi yaşamın formülü, aldığımız risk ile yaşam keyfi arasındaki dengenin sağlanmasında saklıdır.

Kaynaklar:

  1. https://en.wikipedia.org/wiki/Micromort

Benzer Kanıtlar