İnsan beyninde, glia adı verilen, nöronları saran, nöronlara besin ve oksijen sağlayan hücreler bulunuyor. Rochester Üniversitesi’nde yapılan bir deneyde, insan fetüslerinden alınan glia hücreleri, yeni doğmuş farelerin beynine yerleştirilmiş.

Glia, insan beyninde olduğu gibi, farelerin beyninde de yaralanmaları iyileştiren, nöronları besleyen ve koruyan astrosit hücrelerine dönüşmüş. İnsan astrositlerinin ürettikleri bir protein grubu var. Bu protein grubu rengi ile diğerlerinden ayrılıyor. İnsan astrositleri sarı renkte, fare astrositleri ise mavi renkte oluyor. Farenin beynine, insan glia hücresini aktardıktan sonra, oluşan astrositleri, renklerine bakarak, farenin kendi astrositleri mi, yoksa insandan gelen glia hücrelerinin dönüşmesi ile oluşmuş astrositler mi, olduğunu anlamak mümkün. Kısacası, sarı renkte ise insandan geldiği anlaşılmış oluyor.

Nakil yapılan yeni doğan farelerin beyinlerine bir yıl sonra yeniden bakıldığında, insan kökenli astrositlerin gelişmiş olduğu, 12 milyon adete kadar çıktığı ve hatta farenin kendi astrositlerinin yerini aldığı görülmüş. Yani fare beyininde insan kökenli bir yapı gelişmiş olmuş.

Bilim insanları, yıldızları andıran görünüşleri olan astrositlerin, insanın benzersiz bilişsel yeteneklerinin anahtarlarından biri olabileceğini düşünüyor.

Gelelim araştırmanın esas amacına, yani insan hücreleri farelerin beynine aktarılınca, farenin bilişsel yeteneklerinde, bir değişiklik gözlenip gözlenmediğine: Araştırmacılar nakil yaptıkları farelerin hafızalarını ve bilişsel düzeylerini ölçmeye yönelik testler uygulamışlar. Sonuçta, insan hücresine sahip farelerin, sıradan farelere göre, çok daha zeki olduğunu görmüşler. Üstelik hafıza testinde, nakil yapılan fareler, sıradan farelere göre 4 kat daha yüksek performans ortaya koymuşlar.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar