İnsiyatif kullanmamız gerektiği durumlarda yaşadığımız en büyük sorun, kendimizle olan mücadelemizdir. Aksiyon almamız gerektiği bazı riskli durumlarda endişe, kendinden şüphe duyma vb. olumsuz duygular harekete geçmemizi engeller. Karar alma anlarında ortaya çıkan endişe ve güvensizlik duygularını ortadan kaldırmamızda yardımcı olabilecek, aşağıda özetlenen 3 temel prensibi uygulayarak, kendi kendimizin engeli olmaktan kurtulabiliriz.

1. ‘Hayır’ yanıtını duyma riskini ortadan kaldırmak!

‘Hayır’ yanıtını duymak bazen o kadar korkutucu gelir ki, ‘hiç kimseden hiçbir şey istememek’ çok daha kolay görünür. Oysa ‘hayır’ yanıtının gerçekte sebep olacağı mahrumiyet genellikle çok önemsizdir. Buradaki esas problem; kendimizi geri çekmemiz, boşuna zaman harcamamız ve hepsinden de önemlisi acabalar arasında kıvrandığımız acı verici durumlar yaşamamızdır. Üstelik bu durumları, reddedilmediğimiz zamanlarda da yaşıyoruz.

Şöyle düşünün: Bir defa reddedilme korkusunun üstesinden gelirseniz, kendinizi geri çekmekten vaz geçecek ve istediğiniz şeyleri talep etmenizin önündeki engeli ortadan kaldırabileceksiniz. Zira talep etmediğiniz her zamanda cevabınız zaten “hayır” dır ama talep etmeye başladığınızda artık duyacağınız yanıt “hayır” veya “evet” olabilir. Sadece talep etme konusunda istekli bir pozisyona geçmeniz, arzu ettiğiniz gelişmeleri ve başarıları elde etme konusunda çok önemli bir avantaj sağlayacaktır.

2. Özür dilemek izin istemekten daha kolaydır!

Genellikle aksiyonlarımızın neden olabileceği sonuçların sorumluluğunu almaktan kaçınma eğilimi taşırız. İstediğiniz şey küçücük bile olsa izin alma girişiminiz reddedilmenize neden olabilir. Oysa çoğu zaman bu küçük şeyi, izin istemeden yaparsanız, insanların bu durumu umursamadıklarını görürsünüz. Çünkü genellikle insanlar, yapılacak birşey olmadığı durumların üzerinde durmazlar.

Bu yüzden en ufak şey için izin almak yerine, yapın gitsin! Sonradan gerekirse özür dilersiniz. Tabi ki bunu zekice yapmalısınız, sınırları aşmadan, saygıda kusur etmeden.

3. Kimin izin verdiği değil, sizi kimin engellediği önemlidir!

Bir aksiyon almamız gerektiğinde, kimin iznine ihtiyaç duyduğumuza karar vermek hususunda uzun zaman harcarız. Bununla birlike birçok durumda, en iyisi hemen harekete geçmektir. Eğer birileri gerçekten rahatsız olacak olursa, onların kendilerini tanıtmalarına imkan vermiş oluruz.

Aksiyon almak istediğiniz her defasında, zamanınızı izin istemek için doğru insanı bulmakla harcamayın. Alacağınız aksiyonun başkalarını rahatsız edebileceği ihtimali nedeni ile aksiyon almaktan kaçınmayın. Bunun da ötesinde, aksiyonlarınızın çevreniz tarafından sandığınızdan çok daha az farkına varılacağını unutmayın.

Sonuç: İlkeleri sağduyu ile uygulamak!

Kuşkusuz yukarıdaki prensipleri uygularken, aklıselimi elden bırakmamak gerekir. Elbette ki banka soyun, sonra özür dilersiniz demek istemiyoruz. Burada anlatılmaya çalışan, arzu ettiğiniz şeyleri gerçekleştirmek için belirlediğiniz aksiyonlardan sizi alıkoyan, rasyonel olmayan gerekçeleri bertaraf etmektir. Örneğin zam yada terfi talebinde bulunmak gibi.

Uzun lafın kısası;  “hayır” yanıtını duyacağınızı tahmin ederek yada aksiyonunuz sonuçlarının olumsuz olma ihtimalini abartarak, denemekten vaz geçmeyin!

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar