İnsanı insan yapan ve bizi hayvan kuzenlerimizden ayıran bazı özelliklerimiz olmasına karşın doğal seçilim oyununu oynarken ayrı türlere dönüştüğümüz kuzenlerimizle paylaştığımız sayısız ortak özelliğimiz var. Bu makale parmak izi hayvan kuzenlerimizle paylaştığımız bir özelliğimiz midir, yoksa tamamen insana özgü bir özellik midir diye merak eden okuyucular için yazılmıştır.

Parmak izinin fonksiyonları

Bugün parmak izi sadece suçluların tespit edilmesinde kullanılan bir özellik gibi algılanıyor. Ancak bu özellik evrimsel bir avantaj olamaz. O halde bu özelliğimizin başka bir evrimsel avantaja sahip olması gerekir. “Dermal sırtlar” adı ile de anılan parmak izine mikroskop altında bakıldığında, tıpkı topografik bir haritaya benzeyen dokulu bir doğası olduğu görülür. Bu yapı dokunduğumuz yüzeyle parmağımız arasındaki temas alanımızı artırır, başka bir deyişle parmaklarımızın dokulu yüzeyi sürtünmeyi artırıcı bir özelliktir. Bu sayede bir nesneyi kavramak, bir yere tırmanmak ya da asılmak gibi eylemleri çok daha kolay bir şekilde yapabiliriz.

Yaklaşık 5 milyon yıl önce henüz iki ayağı üzerinde yürümeye başlamamış atalarımız ağaçtan ağaca atlayarak ya da sarp kayalıklara tırmanarak güvenliklerini sağlıyorlardı. Yırtıcı hayvanlara yem olmamak için tırmanma konusunda yetenekli olmak çok önemli bir özellikti. Hayvanlar aleminde parmak izine sahip olan diğer hayvanlara baktığımızda da bu açıklamanın yerinde bir açıklama olduğu söylenebilir çünkü parmak izi özelliğini paylaştığımız hayvanlar da yaşamlarının önemli bir bölümünü ağaçlar üzerinde geçirirler.

Ancak bu açıklamanın bilim dünyasının tek açıklaması olduğunu söyleyemeyiz. Diğer açıklamalardan örnekler;

  • Bazı araştırmacılar, parmak izinin sürtünmeyi artırmaktan ziyade azalttığı ileri sürmüşlerdir. Onlara göre parmak izinin sunduğu evrimsel avantaj, ıslak yüzeylerdeki tutuş kabiliyetini artırmasıdır. Dermal sırtlardaki ince kanalcıklar, suyun akıp gitmesine izin verirken ellerimizin ıslak yüzeyi daha iyi kavramasını sağlar.
  • Bir başka tez ise parmak izinin dokulu yapısının sürtünmeye bağlı oluşabilecek hasarları (bilhassa su toplamasını) azaltıcı bir unsur olduğunu ileri sürer. Buna parmak uçlarına oranla avuç içlerinde su toplamanın daha sık görülmesini kanıt olarak gösterilmiştir ancak bu kanıt geçerli bir kanıt değildir çünkü avuç içlerimiz de tıpkı parmaklarımız gibi dermal sırtlarla kaplıdır.
Sonuç olarak konu ile ilgili yapılan araştırmalar son derece sınırlı olduğundan asıl evrimsel avantajın ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Fakat aynı araştırmalarda kesin bir başka bilgiye ulaşılmıştır: Hayvanlar aleminde parmak izine sahip tek tür insan değildir.
 

Hayvanlar aleminde parmak izi

Parmak izi özelliğini goriller, şempanzeler ve kualalar ile paylaşıyoruz. İlk ikisi pek şaşırtıcı değil zira onlar evrim ağacında hemen yan dallarımızda yer alan yakın kuzenlerimiz. Oysa keseli bir ayı türü olan kuala ile ortak atamız, 70 milyon yıl önce yaşamış bir türdür. Konunun daha da ilginç olan yanı kualaların parmak izlerinin mikroskop altında bile insan parmak izinden ayrılamamasıdır. Kuala ve insan parmak izi şekil, boyut, tepeciklerin örüntüsü bakımından olağanüstü bir benzerlik gösterir. Ancak insanın avuç içinin de dermal sırtlarla kaplı olmasına karşın kualanın sadece parmak ucunda dermal sırtlar vardır. Dermal sırtlar, yaşamlarının büyük bölümünü ağaçlarda geçiren kualalara tırmanma ve manevra kabiliyeti sağlar.

Hayvanlar aleminde parmak izine çok sık rastlandığı söylenemez. Güney Afrika’da yaşayan bazı maymun türlerinin kuyruklarında dermal sırtlar vardır. Kuşkusuz bu kuyruk (tıpkı insanın eli gibi) ağaçtan ağaca geçerken tutunma görevini yerine getirir. Avustralya’ya ve Yeni Gine’ye özgü ağaçlarda yaşayan lemur benzeri bir türde (phalanger) de dermal sırtlar tespit edilmiştir.

Phalanger

Dermal sırtların bir diğer görüldüğü yer ise köpek ve domuzların tüysüz burunlarıdır. Bu “burun izleri” tıpkı bizim parmak izlerimiz gibi eşsizdir.

Görünen o ki evrim önemli bir amaca hizmet eden iyi bir fikir bulduğunda bunu çok farklı türlerde (üstelik 70 milyon yıl önce birbirinden ayrılmış türlerde bile) kullanmaya devam edebiliyor.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar