Aniden korktuğumuz veya aniden tehdit altında olduğumuzu fark ettiğimiz durumlarda yüzümüzün rengi solar.

Detaylara girmeden önce neden söz ettiğimizi daha iyi anlatabilmek için iki örnek vereceğiz.

Durum 1: Gece geç bir saatte loş ve tenha bir sokakta yürüyorsunuz. Aniden peşiniz sıra sessizce yürüyen, birkaç kişi olduğunu fark ettiniz. Adımlarınızı hızlandırdınız ancak peşinizdekiler de tempoyu artırdı. Ne olduğunu anlamadan koşmaya başladınız…

Durum 2: Kalabalık bir konferans salonunda izleyicilerin arasında oturuyorsunuz. Her an adınız anons edilip, sahneye çağırılabilirsiniz. Sahnedeki konuşmaların gidişatı çağrılmanızın an meselesi olduğuna işaret ediyor. Sunucu sizin yaptığınız çalışmalardan söz etmeye başladı, birkaç saniye sonra sahnede olacaksınız ve işte sunucu adınızı söyledi…

Bu iki durumda da vücudumuzda benzer tepkiler ortaya çıkar. Bunun en belirgini ve başkaları tarafından fark edilebilecek olanı yüzümüzün renginin solmasıdır. Bu fenomene işaret eden ve gündelik dilimizde yaygın olarak kullanılan “beti benzi atmak”, “kanı çekilmek” vb. deyimler vardır. Peki acaba vücudumuzda neler olup bitiyor da yüzümüz aniden bembeyaz kesiliyor?

Sempatik ve Parasempatik Sinir Sistemi

İnsan vücudunun iki otonom sinir sistemi vardır. Otonom (özerk) denilmesinin nedeni bunları bilinçli bir şekilde kontrol edemeyişimizdir: Sempatik ve Parasempatik Sinir Sistemi.

Sempatik sinir sistemi, hayatta kalmamızı sağlayan iki temel görevi yerine getirir. Bunlardan ilki homeostazi (bedenin içinde düzenli bir şekilde geçekleşen iç işleyiş mekanizmaları) ikincisi ise kaç ya da savaş tepkileridir.

Sempatik ve parasempatik sinir sistemi, insan vücudunun iki temel modunu düzenler: Sakin mod ve coşkun mod. Vücudumuz; yemek yerken, uzanırken, kitap okurken vb. öngörülebilir aktiviteler sırasında sakin moddadır. Ancak bir ağırlık kaldırmamız gerektiğinde, hızla depar atmamız gerektiğinde ya da bir konuşma yapmak için sahneye çıkarken vücudumuz sakin moddan coşkun moda geçer. Kanımızın akışı vücudumuzun moduna bağlı olarak değişir.

Parasempatik sinir sistemi ise dokularımıza ve organlarımıza gönderdiği sinyallerle genel olarak vücudumuzdaki enerjinin korunmasını sağlar. Örneğin kalp atış hızının azalması vb.

Kaç ya da savaş tepkisi

Sakin moddan coşkun moda geçince kanımızın vücudumuzdaki dağılımı, hızlı aksiyona girme hazırlığı gereği coşkun modun ihtiyaçlarını cevaplayacak şekilde değişir.

Mod geçişi sırasında en bariz etki yüzün renginin solmasıdır. Ağız kuruluğu ve ellerin soğuması da sık görülen tepkiler arasındadır. Tehlike veya riskli bir durumla karşı karşıya kaldığımızda parasempatik sinir sistemi kan akışını ikiye ayırır. Ekstremiteler (eller ve ayaklar), yüz ve iç organlara giden kan akışı geçici olarak azaltılır. Savaş veya kaç durumundayken sindirim sistemimiz de yavaşlar.

Savaş ya da kaç moduna girişle birlikte salgılanan ve kanımıza karışan adrenalin, terlemeye, göz bebeklerinin büyümesine, koku alma duyusunun keskinleşmesine, ağız kuruluğuna ve yüzün renginin solmasına neden olur.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar