Bazı anılarımızı çok iyi hatırlarız. Detaylı ve canlı bir şekilde hatırladıklarımız yanı sıra boşlukları olan daha solgun anılarımız da vardır. Ancak bu anıların arasında bebeklik çağımıza ait hiçbir anımız yoktur. Peki ama neden?

İlk doğum günü kutlamamızın derin bir iz bırakmış olması gerekmez mi? Hadi ilk doğum günü neyse de peki ya ikinci ya da üçüncü yaş kutlamalarımız, onları neden hatırlamıyoruz?

İnsanlar, 2-3 yaşından önceki anıları çok nadir; 4-7 yaşları arasındaki anıları ise belli belirsiz bir şekilde hatırlar. Bunun bilimsel bir ismi de vardır: Buna “infatil amnezi” ya da “çocukluk amnezisi” denir.

Çocukluk amnezisinin nedeni ne olabilir diye düşündüğümüzde akıllara gelebilecek ilk olasılıklardan biri; bu anıların çok uzak bir geçmişe ait olmalarıdır. Ancak hepimizin çok iyi bildiği gibi 50 yaşındaki bir yetişkin, 30 yıl önceki anılarını çok canlı bir şekilde hatırlayabilir ama 17 yaşındaki bir genç 15 yıl öncesine ait anılarını hatırlayamaz.

Bebeklerin Belleği Yok mu?

Aslında bebeklerin de belleği vardır ama bebeklerin hafızasının bir de son kullanma tarihi vardır. Uzun yıllar çocukluk çağlarına ait anılarımızın olmama nedeninin bu çağlarda hafızamızın henüz yeterince gelişmemiş olmasından kaynaklandığına inanılmıştır. Ancak konu ile ilgili çalışan pek çok araştırmacı, bebeklerin hem örtülü hem de açık belleğe sahip olduklarını kanıtlayan çalışmalar yapmışlardır. Örtük bellek, basit görevleri yerine getirmemizi sağlayan prosedural belleğin alanına girer. Örneğin nasıl yürüyeceğimizi hatırlamak örtük belleğin işidir.

Hatırda tutma kabiliyeti çocukluk çağında gelişir!

Patricia Bauer, araştırmalarında bir şeyleri hatırlama yeteneğimizin çocukluk çağı boyunca giderek arttığını keşfetmiştir. Bebeklerin hatırlama yeteneklerini test etmek için tasarladığı deneyinde bebeklere bir eylemi taklit etmeleri öğretilir. Daha sonra bu görevi ne kadar süre hatırlayabildikleri gözlemlenir. Sonuçta;

  • 6 aylık bebeklerin 24-48 saat kadar,
  • 9 aylık bebeklerin 1-3 ay kadar,
  • 2 yaşındaki çocukların ise 1 yıldan daha uzun bir süre öğrendikleri davranışı hatırlayabildikleri tespit edilir.

Yeni Neronlar

Bir bebek dünyaya geldiğinde, beyni yetişkin bir insanın beyninin dörtte biri kadardır. İki yaşına geldiğinde ise bu oran, dörtte üçe ulaşır. Boyuttaki bu büyük değişiklik, nöronların gelişmesini ve yeni bağlantıların kurulmasına yol açar. Hipokampus beynimizin, epizodik anılarımızı yani yaşantılarımız hakkındaki bilgilerimizin oluşmasında belirleyici rol oynayan kısmıdır.

Yaşamımızın ilk dönemlerinde hipokampüsün önemli bir parçası olan “dentate gyrus” son derece üretken bir şekilde, yeni nöronlar üretir. Yeni oluşturulan bu nöronlar, hipokampal devrelere entegre olur. Yeni nöronların üretimi erişkinlik döneminde de devam eder ama yaşımız ilerledikçe üretim belirgin şekilde azalır. Bugün birçok bilim insanı bebeklik dönemi amnezisinin ardında bu hızlı nöron üretimi olduğuna inanıyor. Bu görüşe göre; yeni nöronlar yeni bağlantılar oluşturmak için hipokampal devrelere entegre olduklarında var olan bellek ağlarının bozulmasına neden olurlar. Bellek ağlarının bozulması da bebeklik anılarının kaybedilmesine yol açar.

Sinir bilim alanındaki çalışmaları ile ünlü iki bilim insanı, Frankland ve Josselyn tarafından yapılan son çalışmalar, bebeklik döneminde anıların saklandığı beyin devresinin, hızlı nöron büyümesi nedeni ile engellendiğini doğrulamıştır. Bebek büyüdükçe, nörojenez (nöronların doğuş ve üretim süreci) yavaşlar ve böylece hipokampus denge kazanır ve anıları muhafaza etme potansiyeli artar. Frankland’a göre; hayatta yaptığımız pek çok şey, hatırlanmaya değmeyecek sıradanlıktadır. Sağlıklı bir yetişkin hafızasından söz edebilmek için bir şeyleri hatırlama işlevi yanı sıra gereksiz anıların temizlenmesi işlevi de önemlidir. Yani bazı durumlarda unutmak da hafızamızın sağlıklı bir şekilde çalıştığını işareti olabilir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar