Günümüzde “solcu” ve “sağcı,” belli siyasi görüşleri temsil eden sembolik birer etiket olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde “solcu” denildiğinde sosyalist bakış açısına sahip kişiler, sağcı denildiğinde de muhafazakâr görüşlü kişiler kast edilmektedir. Sosyalist görüşlerin pek de temsil edilmediği Amerika’da ise sol kanat ile kast edilen liberal görüşlü demokratlardır. Bu karşıt anlamlı iki kavramın ortaya çıkmasına Fransız Devrimi sırasında siyasetçilerin oturma düzenleri neden olmuştur.

Sağ sol ayrılığı, 1789 yazına, Fransız Ulusal Meclisi üyelerinin anayasa çalışmaları için bir araya gelmelerine kadar geri gider. Delegeler, Kral XVI. Louis’nin yetkilerinin belirlenmesi sırasında derin bir fikir ayrılığına düşerler. Tartışmalar hararetlendiğinde siyasetçilerin fikir ayrılıkları oturma düzenlerine de yansımıştır. Kraliyete karşı olan devrimciler başkanın solunda, muhafazakar, aristokrat ve monarşi destekçileri başkanın sağında oturmaktadır. Sağ kanattan bir baron, siyasi görüşünü açıklarken, “sağ” ve “sol” terimlerini kullanır.

Gazeteler Fransız meclisindeki ilericilerden “sol kanat” ve muhafazakarlardan “sağ kanat” diye söz etmeye başlarlar, sözcüklerin kullanımı 1790’lara kadar devam eder. Ardından Napoleon Bonaparte döneminde birkaç yıl boyunca sağ sol terimleri kullanılmaz fakat Bourbon Restorasyonu ve anayasal monarşinin başlamasıyla, 1814 yılında muhafazakar ve liberal temsilciler yasama meclisinde bir kez daha eski pozisyonlarına uygun olarak konumlanırlar.

19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, “sol” ve “sağ” terimleri, güncel Fransızca’ya yerleşmiştir. Siyasi partiler bile kendilerini “merkez sol,” “merkez sağ,” “aşırı sol” ve “aşırı sağ” olarak tanımlamaya başlamıştır.

1800’lü yıllarda dünyanın diğer ülkelerinde de kullanılmaya başlanır ancak İngilizce konuşulan ülkelerde 20. yüzyıla kadar fazlaca yaygın bir kullanımı gözlenmemiştir.

Sağ ve sol sözcüklerinin ülkemiz tarihinde de önemli bir yer vardır: 1965 genel seçimlerinin öncesinde, 29 Temmuz 1965’te CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, gazeteci Abdi İpekçi’ye verdiği röportajda, CHP’nin çizgisinin ‘ortanın solu’ olduğunu ilk kez dillendirmiştir. İnönü konu ile ilgili olarak; “CHP, bünyesi itibarıyla devletçi bir partidir ve bu sıfatla elbette ortanın solunda bir anlayıştadır.” demiştir.

Terimler şimdi siyasi yelpazenin karşıt taraflarını tanımlamak için kullanılmaktadır ancak bunların kökenleri birçok yasama organının oturma düzenlemelerinde hala aynı şekilde kullanılmaktadır. Örneğin, ABD Kongresi’nde, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bu geleneğe uygun olarak otururlar.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar