Steve Jobs’un en büyük pişmanlığı, hastalığını öğrendikten sonra, alternatif tıbbın ilaç ve diyetlerinin hastalığını daha iyi tedavi edeceğine inanması ve 9 ay boyunca normal tedaviyi reddetmesi olmuştur.

 

Apple Computer’in kurucu ortağı ve ölümünden 5 hafta öncesine kadar şirketin CEO’su olan Jobs’a, 2003 yılında pankreas tümörü teşhisi konur.  Ailesi ve yakın çevresinden gelen yoğun itiraz ve ısrarlara rağmen Jobs, 9 ay boyunca, akupunktur seanslarına, özel meyve suları içmeye, spiritüalist ziyaretlerine ve diğer alternatif tedavi yöntemlerini araştırmaya devam ederek, modern tıbbın önerdiği, kemoterapi ve ameliyattan kaçınır.

Modern tıbbın temsilcisi bazı kanser uzmanlarına göre Steve Jobs, bilimsel olarak faydaları kanıtlanmış olan yöntemlerle tedavi edilseydi, hayatı uzayacak, hatta belki de hastalıktan tamamen kurtulacaktı.

Zeki insanlar ve aptalca kararlar

Steve Jobs’un biyografisini yazan Walter Isaacson, Jobs’un yaşamının son günlerinde, tedavisi ile ilgili verdiği kararından ötürü pişmanlık duyduğunu bildirir!
Isaacson kitabında Jobs’un, kızkardeşi Mona Simpson ve Apple yönetim kurulu üyesi Art Levinson tarafından geleneksel tıbbi yöntemlere başvurması gerektiği konusunda, zorlandığını yazar. Intel’in eski başkanı Andrew Grove, Steve Jobs’a bu yaptığının delilik olduğunu söyler.
Sonunda Jobs, geleneksel yöntemlerle tedavi edilmeyi kabul ettiğinde, bulunmuş en iyi tedaviyi alabilmek için 100.000 dolar harcayarak, kendi DNA dizilimini çıkarttırır. Isaacson, iki yıl boyunca, doktorların ve vücudundaki bozulan moleküler yapıyı hedefleyen ilaçların izin verdiğince, yaklaşık 40 defa Jobs ile röportaj yapar. Ancak bu sürecin sonunda geçirdiği ameliyatta, kanserin pankreas çevresindeki dokulara yayıldığı görülür.
Steve Jobs gibi akıllı bir adamın, bu hayati kararda, nasıl bu kadar aptalca davrandığı sorulduğunda, biyografi yazarı Isaacson, Steve Jobs’un eşi Laurene Powell ve yakın arkadaşı Avi Tevanian birbirinden farklı yorumlarda bulunurlar:

Hastalığın büyülü bir şekilde ortadan kalkabileceği inancı!

Isaacson, nasıl biri olduğumuzla ilgisiz bir şekilde, insanların birçoğunun içinde, hatta bazen kendileri farkında olmasa bile var olan, temel bir güdüye işaret eder. Bu güdüyü şöyle tarif eder: Bazen var olmasını istemediğiniz bir şeyin, var olduğunu inkar ederek, bu şeyin büyülü bir şekilde, ortadan kalkabileceğine dair gizli bir umut taşırız.
Jobs, yüreğinin derinliklerinde böyle temelsiz gizli bir umut taşıyor muydu bilinmez ancak bilimsel olanın ötesinde bir gerçeklik olamayacağını söyleyen sıkı pozitivistlerin bile benzer eğilimlerine tanık olduğumuz için, bu  ihtimalin mümkün olabileceğini kabul etmek zorundayız.

Vücudunun açılmasına hazır olmama!

Steve Jobs’un eşi Laurene Powell, verdiği röportajda, Jobs’un ameliyat olmak istememe nedeninin, vücudunun açılması fikrine hazır hissetmemesi olduğunu ve böyle bir durumda olan birini ikna etmenin çok zor olduğunu bildirmiştir.

İmkansızı başarmış birinin, yeniden bir imkansızı başarma arzusu!

 Apple’ın teknoloji liderliğini yürüten Avi Tevanian, Jobs’un, doğru olduğu herkesçe kabul edilen, görece kolay yolların dışındaki yolları arama konusunda, büyük bir cesarete ve iradeye sahip olduğunu ve başarısının büyük bir kısmını buna borçlu olduğunu hatırlatır. Tevanian, Jobs’un insanlardan sıklıkla gerçekleşmesinin imkansız olduğunu düşündükleri şeyleri yapmasını istediğini, “İmkansız ama yine de dene” dediğini ve bu sayede imkansız işlerin başarılmasını sağladığını söyler. Tevanian, hayatını bu şekilde yaşamış birinin, hastalığı söz konusu olduğunda da alternatif yollar araması, bu alternatif yollarda, tüm itirazlara aldırmadan yürümeye devam etmesinin şaşılacak bir şey olmadığını bildirmiştir.

Sonuç

Steve Jobs, hastalığının teşhisinden sonra 7 yıl daha yaşamış ancak 56 yaşına hayatını kaybetmiştir. Ne kadar iyi bir vizyoner olduğunu kanıtlamış birinin, ölümüne neden olan kararından pişmanlık duyarak yaşama veda etmiş olması, bu yanlış kararın nasıl ortaya çıkmış olabileceği ile ilgili birçok soru işaretini ve yorumu arkasında bırakmıştır. Onu yakından tanıyanlar tarafından yapılmış bu farklı yorumlar, belki de gerçeğin farklı yönlerini aydınlatmışlardır. Sonuç olarak bu olağanüstü yaşam öyküsü, bu bakımdan olağanüstü bir final sahnesi noktalanmıştır.
Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar