Bir gece çok içmiştim diye başlayan “tanışma hikayelerine” rastlamak zordur. Tek gecelik ilişkiler ahlaki normlara uygun olmadığından, haklarında konuşulması dahi hoş karşılanmaz. Tek gecelik ilişkilerin kötü imajı, muhtemel uzun ve mutlu beraberliklere engel teşkil ediyor olabilir.

Neil deGrasse Tyson‘ın programına, antropolog Helen Fisher ve ilişki uzmanı Chuck Nice konuk oldular.  Aşk ve Seks’in Evrimi’ni konuştular.

Fisher, tek gecelik ilişkilerin uzun süreli ilişkiye dönüşme ihtimalinin oldukça güçlü olduğunu söyledi. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre, tek gecelik ilişkilerin %30’u uzun süreli ilişkiye dönüşüyor. Üstelik tek gecelik ilişki yaşayanların oranı da azımsanmayacak kadar yüksek: %60.  Çünkü başlangıçtaki niyet ne olursa olsun, bir ilişki söz konusu olduğunda beynimizde olup bitenler, uyarılan merkezler ve salgıladığımız hormonlar değişmez. Yani bütün ilişkilerde insan biyolojisinin mekanizmaları aynı şekilde işler.

Fisher’e göre, üremek ve çoğalmak için evrim sürecinde beynimizde üç sistem gelişmiştir. Birincisi Seks: Cinsel tatmin arzusu şekilde tezahür eder ve eş bulma amacına hizmet eder. İkincisi Aşk: Sevinç ve saplantı şeklinde tezahür eder ve bir kişiye odaklanabilmeyi sağlar. Üçüncüsü Bağlılık: Güven ve huzur şeklinde tezahür eder ve çocuklarımızı yetiştirmemizi sağlar. Tek gecelik ilişkide aşık olma ve uzun süreli ilişkiye girme ihtimali yüksektir. Çünkü orgazm sırasında dopamin seviyesi zirveye ulaşır. Dopamin aynı zamanda aşkın ortaya çıkmasını sağlayan, motivasyonu yükselten beynimizdeki sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan moleküldür. Orgazm sırasında, oksitosin ve vasopressin de salgılanır. Bu iki hormon da derin bağlılık duygularının oluşmasını sağlar. Yani tek gecelik ilişkiler de, beynimizdeki üç sistemin kapılarını açacak anahtarlara, biyolojik alt yapı bakımından sahiptir.

Tek gecelik ilişkilerin kötü imajı, sağlam ve derin bağlılığa giden yolun, buradan başlamayacağı yolunda keskin bir yargının oluşmasına neden oluyor. Bu insanlar, ailelerinden, arkadaşlarından gerçek, tanışma hikayelerini saklayabiliyorlar. Hatta gerçek hikayeler en çok çocuklardan gizleniyor.

Hal böyle olunca, tek gecelik ilişki sonrası, aşk ve bağlılık duygularının geliştiği durumlarda dahi bazen taraflar, keşke böyle başlamasaydık diye düşünerek, ilişkiye şans tanımıyorlar. Oysa herkes gerçek hikayesini anlatsa, tek gecelik ilişkilerin aşka ve uzun süreli derin ilişkilere dönüşme oranı belki de %30’un çok üzerinde olabilir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar