Uzay çalışmaları ile ilgili konulara meraklıysanız, uzaya gönderilecek füzelerin fırlatılma tarihlerinin sıklıkla değiştiğini fark etmişsinizdir. Yıllar süren planlamalara karşın füzenin fırlatılacağı zaman gelip çattığında, fırlatma tarihi değiştirilebilir. Üstelik bu tarih değişikliği, nadir rastlanan bir durum değildir. Öte yandan savaş başlığı taşıyan füzelerin fırlatılması için böylesi bir durum söz konusu olmaz. İki füze arasındaki hangi farklar bu duruma yol açıyor diye merak ediyorsanız, okumaya devam edin!

Bir ICBM (Intercontinental ballistic missile) yani savaş başlığı taşıyan bir füze için uzaya fırlatılacak bir füze gibi fırlatılma zaman planının yapılmasına gerek yoktur.

Amaç

Uzay füzeleri ile ICBM (savaş başlığı taşıyan füze) arasındaki en önemli fark, ulaşmaları amaçlanan noktaların farklılığıdır. Uzay füzeleri, yeryüzünden belli bir yörüngeye doğru fırlatılırken, ICBM’ler yeryüzünde bir noktadan yine yeryüzünde başka bir noktaya gönderilirler.

ICBM gönderileceği zaman, göksel bütün cisimlerin konumları sürekli olarak değişim içinde olduğundan bütün cisimlerin pozisyonları dikkate alınarak en doğru zaman belirlenir. Dünya’nın kendi ekseni ve Güneş’in etrafındaki hareketleri de sürekli olarak devam ettiğinden planlanan eşleşmenin mükemmel şekilde gerçekleştiğinden emin olmak son derece önemlidir. Bu belirlenen zaman dilimi bir sebeple kaçırılacak olursa, yeniden uygun zamanın gelmesi beklenir.

Uzay roketinin gönderilebilmesi için en önemli gereklilik ateşlemenin göksel cisimlerin en uygun konumundayken yapılmasıdır.

ICBM’ler için ise durum tamamen farklıdır. Onlar Dünya üzerinde bir noktadan başka bir noktaya gönderilirler. Bu iki nokta arasındaki mesafe genellikle binlerce kilometredir. Dünya yüzeyindeki iki nokta arasındaki dinamikler değişmez. Bu yüzden uzay füzeleri gibi değişken dinamiklerin göz önüne alındığı bir hesaplama ve zaman belirleme çalışmasına gerek yoktur.

Göze alınan başarısızlık ihtimali farklıdır.

Uzay görevlerinin maliyetleri son derece yüksektir. Bu yüzden hata ihtimalinin en aza indirilmesi çok önemlidir. Bu nedenle eğer hava koşulları elverişli değilse en doğrusu, her şeyi bekletip bir sonraki uygun zamanda füzeyi ateşlemektir. Söz konusu olan ICBM’ler olunca hava durumunun pek önemi yoktur. Çünkü zaten bu füzelerin amacı düşmanlara zarar vermektir. Bu nedenle ortalama başarısızlık şansı doğal olarak kabul edilir.

Atmosferik olaylardan etkilenme oranı farklıdır.

ICBM’lerde katı yakıt kullanıldığı için çok daha güçlü bir itiş gücüne sahiptirler. Bu güçlü itiş kabiliyeti, atmosfer olaylarından etkilenme paylarını da düşmesine neden olur. Bu nedenle savaş füzeleri atılmadan önce atmosferik olayların dikkate alındığı bir planlama yapılması gerekmez.

Eğer bir uzay aracı ile savaş füzesinin fırlatılma görüntülerini izlerseniz uzay aracının savaş füzesine oranla başlangıçta çok daha yavaş ilerlediğini fark edebilirsiniz.

Amaçlarının gereklilikleri farklıdır.

Yapılan her iş titiz bir çalışma ve planlama gerektirse de söz konusu savaş olduğunda; hızlı hareket etmek, atik davranmak çok daha önemlidir. Bu yüzden füzeyi ateşleyen askerler görevi gerçekleştirmek için beklemeyi kolay kolay göze alamazlarken, uzay aracını fırlatılma kararını verecek bilim insanları, planlarının kusursuz bir şekilde işlemesi için bekleyebilirler.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar