Canlı organizmalar için donmanın ölümcül olduğunu biliyoruz oysa sperm ve yumurta dondurulup yıllarca bekletilebiliyor ve bırakın ölmeyi, işlevlerini bile kaybetmiyor ve bir bebeğe dönüşebiliyorlar.

Lisede biyoloji dersinizden de hatırlayacak olduğunuz gibi bebek, erkeğin spermi ile dişinin yumurtasının birleşmesiyle oluşur. Yüz milyonlarca sperm, tek bir hedef için yarışır: Yumurtaya ulaşmak. Yarışmaya katılan milyonlarca sperm olsa da sadece bir tanesi yumurtayı döllemeyi başarır ve dokuz ay sonra bebek gelir.

Bunları hepimiz biliyoruz zira bu makalenin yazılma nedeni, döllenmiş yumurta ve sperm dondurularak nasıl zarar görmeden saklanabildiğini anlamak. Bu mümkün olduğuna göre insanın da dondurulup, sonra yeniden yaşamına devam etmesi mümkün olamaz mı? Örneğin, çaresi bulunmamış hastalıklara yakalanmış insanları kaçınılmaz son gelmeden önce dondursak ve tedavi bulunana kadar onlar için zamanı durdursak çok iyi olmaz mıydı?

Kriyoprezervasyon: Sperm veya yumurta dondurma

Ne kadar sağlıklı olursanız olun doğurganlığınız 35-40 yaş aralığında ciddi bir düşüş gösterir. Bunun kadın veya erkek olmanızla da ilgisi yoktur. Her iki cinsiyetin de doğurganlığı yaşa bağlı olarak düşer. Bazı insanlarda bu düşüş çok daha erken yaşlarda başlayabilir.

Yumurtanın kalitesinin düşmesine bağlı olarak düşük ve bebeğin kromozomal bozukluktan mustarip olma riski artar. Bu durumun oluşmaması için tıbbın bulmuş olduğu çözüm yumurtanın dondurulmasıdır. (Oosit Kriyoprezervasyonu)

Oosit Kriyoprezervasyonu
Basitçe belirtmek gerekirse, kriyoprezervasyon, dokunun gelecekte kullanılabilmesi için dondurulması demektir. Donmuş sperm hücresi, yumurta (oosit) ve embriyo yaşlanmaz. Böylece bireyin/bireylerin doğurganlığı korunmuş olur.
Üstelik, yumurtalar süresiz olarak dondurulabilir. Bu nedenle, bir kadının gelecekteki doğurganlığını korumanın en iyi yolu yumurtalarını dondurmaktır.
Buna ilave olarak, birden fazla çocuk sahibi olmayı planlayan kişilerin bir seferde birden fazla embriyo dondurarak gelecekteki gebeliklerin maliyetinin düşürülmesi gibi bir yan fayda daha sağlanabilir.

Dondurma işlemi hangi maksatlarla yapılıyor?

Daha önce de belirtildiği gibi yumurtaları dondurmanın en büyük avantajı, kadının doğurganlığını gelecekte de korumasına yardımcı olmasıdır.

Spermin dondurulması. (Photo Credit : USDA Gene Bank / Wikimedia Commons)

Bazı nedenlerle insanlar bebek sahibi olmayı ertelemek isteyebiliyorlar. Örneğin kemoterapi görmek zorunda kalan bir hastanın, kemoterapi görmeden önce yumurtalarını veya spermlerini dondurması son derece mantıklıdır. Zira kanser tedavileri yumurta ve sperm kalitesinin düşmesine neden olabilir. (Kaynak)

Bunun yanı sıra kişisel sebeplerle bebek sahibi olmayı erteleyen kişiler için de bu yöntem önemli bir avantaj olarak görülmektedir. Oosit kriyoprezervasyon’un ilk dalgasında (2005 ila 2011 arası) dondurulan yumurtaların %80’inin, bir partneri olmayan kadınların yumurtası olduğu gözlenmiştir. Öncelikle kariyerinde hedeflediği noktaya varana kadar çocuk sahibi olmak istemeyen bazı çiftler de yumurta ve spermlerini dondurmak isteyebiliyor.

Mucize değilse ne?

Yumurta ve sperm donduruluyor, yıllarca bu şekilde muhafaza ediliyor ve sonra kullanılıyor. Yıllarca donmuş bir vaziyette beklemiş olmak işlevlerini yitirmesine neden olmuyor. Peki bu nasıl oluyor?

Donma ve erime işlemlerinin yumurta ve sperm hücrelerine zarar vermemesinin başlıca iki sebebi vardır:

  • Bu hücrelerin içeriğinde fazla miktarda su bulunmaması,
  • Çok küçük olmalarının çevresel strese daha dayanıklı olmalarını sağlaması.
Sperm ve yumurta, çok küçük oldukları ve içinde çok fazla su olmadığından süper düşük sıcaklıklara dayanıklıdırlar.
 

Ancak bu hücrelere hiçbir zarar gelmediğini de söyleyemeyiz. Dondurma işlemi bazen hücrelerin zarar görmesine yol açar. Spermlerin yaklaşık olarak %10’u dondurma işlemi sırasında tahrip olur. Ancak milyonlarca sperm aynı anda dondurulduğu ve sadece bir spermin bile yeterli olacağı düşünülecek olursa %10’luk kayıp hiç önemli değildir. Bu nedenle spermlerin ve yumurtaların dondurulması son derece mantıklıdır.

Nasıl ki tek bir tuğla ile yüksek bir bina, büyük bir fırtınaya maruz kaldıklarında tuğlanın sağlam kalma ihtimali daha güçlüyse donma işleminde de insan vücuduna kıyasla tek bir hücrenin hayatta kalması çok daha kolaydır. Kaldı ki insan vücudunun %70’i sudan oluştuğundan donma işlemi insan vücuduna daha büyük tahribat yaratacaktır. Aynı oranda bir tahribat yaratsa bile (yani donma işlemi insan vücudunun hücrelerinin %10’unu kaybetmesine yol açsa bile) insanın hayatta kalması mümkün olmayabilir.

Bu nedenle, yumurta hücrelerini ve sperm hücrelerini süresiz olarak dondurmak, bilimin keşfettiği harika bir yöntemdir ancak bu yöntem insan kadar kompleks bir organizmada aynı sonucun elde edilmesine izin vermez.

Kaynaklar

Benzer Kanıtlar