Bugün birçok insan, hayvanat bahçelerinin zalimce olduğunu düşünüyor. Hayvanların insanları eğlendirmek için, doğal ortamlarından alınıp, kafeslerde konmalarının yanlış olduğu yönünde kamuoyu baskısı oluşturmak için, çeşitli girişimlerde bulunuyor. Ancak hayvanat bahçelerinin tarihine baktığımız zaman, hayvanların ki kadar ünlü insan hayvanat bahçeleri olduğunu görüyoruz.

İnsan Hayvanat Bahçelerinin Tarihi

Değişik hayvan türleri yanı sıra albino, cüce ve kambur insanlar da yer alıyordu. Kolomb bile, Amerikan yerlilerini sergilemek amacıyla, İspanya’ya getirmişti.

Rönesans boyunca, Vatikan’da ünlü Medici ailesinin öncülüğünde kurulmuş olan hayvanat bahçesinde, hayvanlar yanı sıra Tatar, Kızılderili, Türk ve Afrikalı gibi farklı etnik gruplara mensup insanlar sergileniyordu.

1870’li yıllarda, İnsan Hayvanat Bahçeleri çok meşhur oldu. Amerika’nın ve Avrupa’nın dört bir yanında, insan şovlarının düzenlendiği insan hayvanat bahçelerini, yüz binlerce insan ziyaret etti.

1899 yılında, Paris’te ilki düzenlenen Dünya fuarında, insan hayvanat bahçesi de bulunuyordu. İnsanlar genellikle kafes ya da çitlerle kapatılmış alanlarda sergileniyordu. Afrika ve Amerika’dan getirilen insancıklar, özgün kıyafetleri ile bazen de çıplak olarak sergileniyordu.

Amaç dünyadaki insan çeşitliliğini, evrimin geçmiş basamaklarına ait oldukları yönünde yapılan sınıflandırma ile sergilemekti. Hatta zaman zaman insanların yaşadıkları köyler inşa ediliyor. Ziyaretçilere, bu insanların doğal hayatları hakkında daha fazla bilgi verilmesi sağlanıyordu.

 

Hayvanat bahçesinde sergilenen insanlardan en meşhuru, Ota Benga isimli pigmeydi. Bir maymunla birlikte çitlerle ayrılmış bir alanda yaşıyordu.

Ota Belçikalı yerleşimciler tarafından yapılan katliamdan, o sırada avlandığı için kurtulmuştu. Fakat geri döndüğünde, köle ticareti yapan insanlar tarafından yakalandı. Ota’yı, Samuel Philps Verner(o sırada Afrika’da insan hayvanat bahçesinde sergileyecek insanlar arıyordu) kıyafet ve  tuz karşılığında satın aldı. Kulağa çok tuhaf gelecek ama bu Ota için kurtuluş oldu, çünkü aksi takdirde köle plantasyonuna gönderilecekti.

İlginç bir şey daha oldu Ota ve Verner arasında sıkı bir bağ oluştu. Verner, Afrika’ya yeniden seyahat ederken, Ota’yı yanına aldı. Ancak Ota Afrika’ya gittiğinde, kendini oraya ait hissetmediğini söyledi ve Verner ile birlikte Amerika’ya geri döndü.

The Hottentot Venus

İnsan hayvanat bahçesinde yaşayan Ota gibi ünlü diğer yıldız, Saartjie Baartman’di ve “Hottentot Venus”olarak tanınıyordu.

Güney Afrikalı bir kadın olan Hottentot Venus,  iri kalçaları ile dikkat çekici bulunuyordu. Bu nedenle neredeyse çıplak olarak sergileniyordu.

İnan Hayvanat Bahçelerinin Kapanması

1900’lerin ortalarına doğru, bazı insanlar İnsan Hayvanat Bahçelerine öfke duymaya başladı. Bu yüzden yavaş yavaş yok olmaya başlayan İnsan Hayvanat Bahçelerinin sonuncusu, 1958 yılına Belçika’da kapanmıştır.

Tarihte, İnsan Hayvanat Bahçelerini yasaklayan ilk kişi Adolf Hitler olmuştur. BBC reports.

The human zoos

Benzer Kanıtlar