Hamilelik sırasında annenin bir organı zarar görürse, anne karnındaki bebek, hasarlı organa, kendi kök hücresini göndererek, organ hasarının giderilmesini sağlayabileceği ile ilgili 2015 yılında Circulation Research’te bir çalışma yayınlanmıştır.

Bu ifadede iki temel hata vardır: Doğumdan önceki dönem için “bebek” ifadesinin kullanılması doğru değildir, doğru olan ifade, “cenin (ya da fetus)”dir. İkincisi ise cenin’in kök hücresini, bilinçli olarak annesinin hasarlı organına gönderdiği anlamıdır ki bu da doğru değildir. Ancak yapılan deneysel çalışmalar, iddianın (yani ceninin kök hücresinin annenin hasarlı organını iyileştirdiği) doğru olduğu,  yönünde kanıtlar sunmuştur.

Her türlü dokuya dönüşme kabiliyetine sahip olan kök hücre, ceninin gelişiminde büyük rol oynar. Yaşam boyu insan dokularında var olan kök hücreler, vücudun hangi tip dokuya ihtiyacı varsa, ona dönüşür. Kök hücre sayısının en yüksek olduğu dönem, cenin dönemidir. İlerleyen yaşlarda kök hücre sayısı azalır. Yaşlılıkla birlikte, organların hasarlarını giderme kabiliyetindeki düşüş, kök hücre sayısının azalmasından kaynaklanır.

Hamilelik sırasında annenin hücreleri cenine, ceninin hücreleri anneye geçer. Doğumdan sonra, hem annenin, hem de bebeğin vücudunda on yıllarca (tespit edilmiş en uzun 27 yıl) kalabilir. Anneye geçen bu hücrelere, mikrokimerik kök hücreler denir. Bu hücreler, önce annenin kemik iliğine, oradan tüm dolaşım sistemine geçerek, dokulara ulaşırlar. Bu(fetomaternal) transfer, tüm hamileliklerde ortaya çıkar. Mikrokimerik kök hücreler kan, kemik iliği, deri ve karaciğer gibi çeşitli dokularda ve organlarda bulunur.

Konu ile ilgili olarak gerçekleştirilen deney, 2015 yılında Circulation Research’te yayınlanmıştır: Fareler üzerinde yapılan deneyde, hamilelik sırasında, ceninden transfer olan mikrokimerik kök hücre sayesinde, annenin kalbindeki hasarın iyileştiği gözlenmiştir.
Araştırmacılar, ceninin potansiyel olarak hamilelik sırasında ve sonrasında annenin kalbinin korunmasına yardımcı olan, evrim mekanizmasını da ortaya çıkardığını, bildirmişlerdir.
Bu çalışma fareler üzerinde yapılmıştır ancak insanlarda benzer durumlarla ilgili geniş bir gözlem grubu oluşturulmuştur. Bu sürecin arkasındaki genel mekanizmalar ile hem cenin hem de anne üzerindeki etkileri konusunda, daha birçok araştırma yapılması gerekmektedir.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar