Sağlığımızın en önemli göstergelerinden biri, gastrointestinal (mide ve bağırsaklar) sistemimizin sorunsuz çalışmasıdır. Sindirimin yanı sıra bağışıklık sisteminin de anahtarı olan gastrointestinal sistemimizde trilyonlarca bakteriyel hücre yaşar. Bakteriler genel sağlık durumumuzu, kilomuzu ve son yapılan araştırmaların ortaya koyduğu gibi duygu durumumuzu ve davranışlarımızı etkiler.

Bu bilgi başlangıçta kulağa inandırıcı gelmiyor olabilir. Ancak bakterilerin açlık hissi ve bağışıklık sisteminin gücü yanı sıra duygu durumumuzu (halet-i ruhiye) ve buna bağlı olarak davranışlarımızı etkilediği doğrudur.

Bakterilerin gizli yüzü

Kompleks bir organizma olan vücudumuz yüz milyonlarca yıldır süren evrimi boyunca bakterilere ev sahipliği yapmıştır. Sıradan bir insanın vücudunda 100 trilyon kadar bakteri yaşar ve bunların ağırlığı 450 gr. ile 1.360 gr. arasında değişir. Binden fazla farklı türü olan bakterilerin etkisinin sindirim ve bağışıklık ile sınırlı kalamayacağı yönündeki düşünceler, yepyeni araştırmaların yolunu açmıştır. Bu araştırmalar, vücudumuzda yaşayan bakterilerle beyin kimyamızın ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Bu ikisi arasındaki ilişkinin nörolojik ve psikolojik bozukluklara (otizm, depresyon ve anksiyete) yol açtığı saptanmıştır.

Bakteriler ve Depresyon

Bazı bakterilerin (Bifido bakterisi ve Lactobacillus) kandaki stres hormonu seviyesini azalttığı tespit edilmiştir. Bu test laboratuvar farelerinde denenmiş ve benzer etkilerin ortaya çıktığı gözlenmiştir.

Bağırsak bakteri çeşitlerinden birkaç örnek

Nöro kimyasalların %50’si bağırsak fonksiyonlarımızla ilişkilidir. Dopamin ve serotonin de dahil olmak üzere bu nöro kimyasalların beyinde üretildiği sanılır ancak aslında bunların çoğu bağırsaklarımızda üretilirler. Vücudumuzdaki iyi bakterilerin artması anksiyetenin ölçülebilir derecede azalmasını sağlamaktadır. İyi bakteri sayısını artırmanın en kolay yolu bu bakterileri ihtiyaçları olan probiyotikler ve konsantre karbonhidratlarla beslemektir.

Bakteriler ve Otizm

Son zamanlarda gastroenteroloji ve psikiyatri alanlarına artan ilgi bu ikisi arasındaki ilişkileri inceleyen çok sayıda araştırma yapılmasına neden olmuştur. Bağırsak bakterileri tarafından üretilen bir kimyasalın (4-etilfenilsülfat, 4EPS olarak da bilinir) otizmli çocuklarda çok yüksek olduğu saptanmıştır. 4EPS enjekte edilen laboratuvar farelerinin otizm semptomları gösterdikleri gözlenmiştir.

Sosyal davranışlarımızdan yaşamsal motivasyonlarımıza kadar her türlü davranışımızı etkileyen nöro transmitterlerin beyinde değil de bağırsaklarda üretiliyor olduğunu keşfetmek, yeni bir bakış açısına yol açmıştır.

Bir başka araştırmada ise duygusal uyarıcılara verilen psikolojik tepki ile bakterilerinin ilişkisi incelenmiştir. Araştırmada bir gruba probiyotik verilirken diğer gruba ise plasebo uygulanmıştır. Ardından deneklere çeşitli duyguları yansıtan fotoğraflar gösterilmiştir. Probiyotik verilen grubun duygusal uyarıcılara daha duyarlı tepkiler verdiği gözlenmiştir.

Bütün bunlar ne anlama geliyor?

Bağırsak bakterilerinin hangi türlerinin ruh halini, duyguları ve beynin işlevini etkileyen kimyasal sinyallere sahip olduğunu anlayabilirsek, teorik olarak elverişli bir bakteri dengesi oluşturabilir ve bazı kronik psikolojik veya zihinsel bozuklukları tedavi edebiliriz.

Beyin ile bağırsak etkileşiminin ardındaki mekanizmalar henüz yeterince anlaşılmamıştır. Bakteriler ve vagus nöronu (sindirimi kontrol eden ve beynin duyusal girdilerini veren nöron) arasındaki ilişkinin kilit olduğu yönünde henüz ispatlanamamış bir teori vardır.

Uzun evrim yolculuğunun esas aktörleri bakteriler olabilir mi?

Bakterilerin duygu, düşünce ve davranışlarımızı etkilediği yönünde bulunan bilimsel kanıtlar, ilginç yorumlara neden olmuştur. Ayakları pek de yere basmamakla birlikte bu yorumlardan en orijinal olanı şöyledir: Belki de bakteriler, kendilerine konforlu ve güvenli bir habitat kurmak için insanı kullandılar. İnsanın davranışlarını etkileyen kimyasallar üretmeyi keşfettiler. Bu kimyasallar insanın sosyal davranışlarına etki ederek onları topluluk halinde yaşamaya yöneltti. Böylece bakteriler konut ihtiyaçlarını karşıladılar. Yani bu ilginç yorum bugün insanoğlunun sahip olduğu özelliklerin bir kısmının bakteriler tarafından tasarlanmış olduğu fikrine dayanıyor. Bakteriler hakkında bilgilerimiz arttıkça onlar ile ilgili yaptığımız yorumlar da değişiyor.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar