Koloni halinde yaşayan ve iletişim içinde çalışan bal arılarının davranışları çağlar boyunca insanların ilgisini uyandırmıştır. Aristoteles bal arılarının ilginç davranışlarını araştıran ve bulgularını belgeleyen ilk kişi olmuştur.

Kolonilerde çok gelişmiş bir iş bölümü vardır. İşçi arılar önce kovan içindeki görevlerde çalışır, sonra “tarlacı” unvanını alarak kovanın ihtiyaçlarını karşılamak üzere dışarı çıkarlar. Kovana su, nektar ve polen getirirler. Bu işi icra ederken dansa bezeyen garip hareketler yaptıkları gözlenmiştir. Araştırmalarda bal arılarının sembolik işaretler kullanarak geçmiş hakkında konuşabilen birkaç canlıdan biri olduğu anlaşılmıştır. Arıların dans dilini çözümlemeye yönelik yapılan araştırmalar, bu dansın bir dil olduğunu doğrulamıştır. Türkçeye sallantı dansı olarak çevrilen “Waggle Dance”a dair bulgularla desteklenen teori şöyledir: Kovana dönen bal arısı, sallantı dansı yaparak yiyecek kaynağı hakkında kardeşlerine bilgi verir. Bu bilgi, kaynağın ne olduğu, hangi yönde olduğu ve ne kadar mesafede olduğu gibi detayları içerir. Sallantının yönü, sayısı ve şekli kardeşlerine kaynağı elleri ile koymuş gibi bulma imkânı sunar.

Bu arada peteklerin tepesindeki “dans pistini” dışarıdan gelen arılar da izler. Eğer bir arının verdiği bilginin düzeltilmesi gerekiyorsa, yani yeni bir bilgi eklendiyse örneğin aynı çiçek tarhına yönelmiş bir başka arı, orada bir örümcek saldırısına uğradıysa, dans pistindeki arının dansını durdurmak için ona kafası ile dokunur ve o sırada kısa, farklı bir vızıltı çıkarır. Bunun üzerine dans pistindeki bal arısı dans etmeyi bırakır. Yani arılar birbirlerine sadece yapmaları gerekeni değil aynı zamanda yapmamaları gerekeni de aktarabilirler. Dans yoluyla kurdukları iletişimi gelecekteki potansiyel yuvalama alanlarını belirlemek için yapılan “oylama”da kullanırlar. Yüzlerce yıldır devam eden araştırmaların ardından bu küçücük hayvanın hayal edebileceğimizden çok daha zor algılanan ve ince detayları olan bir dil konuştuğunu kesin olarak söyleyebiliriz.

1927 yılında, bal arıları ile ilgili araştırmalarını ve konuya dair teorilerini kaleme aldığı “Bal Arılarının Dansı” adlı kitabıyla yayınlayan Karl von Frisch (1886-1982) kitabı yayınladıktan tam 46 yıl sonra, 1973’te Fizyoloji alanında Nobel ödülüne layık görülmüştür.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar