‘Diyet ve yağ yakma’ hakkında çok yanlış ve çok yaygın bilgiler var: Bazı insanlar yağın enerjiye ve ısıya dönüştüğünü düşünüyorlar. Bazıları da yağın bir şekilde vücuttan atıldığını veya kasa dönüştüğüne inanıyor. Öncelikle şunu söylemeliyiz ki yağ hücrelerinin (adipose) yok olmasını değil, çalışarak küçülmelerini sağlayabiliriz!

Adipose dokusundaki yağ hücreleri

New South Wales Üniversitesi’nde lipid konusunda araştırmalar yapan Andrew Brown ve televizyonun eğitici bilim programlarının tanıdık siması, eski fizikçi Ruben Meerman‘a göre, yağlarımızdan nefesle kurtuluyoruz. İkilinin, daha önce biyokimyacılar tarafından bulunmuş verilere dayanarak yaptıkları yeni hesaplama, geçen hafta British Medical Journal’da yayınladı.

Nasıl kilo alıyor ve nasıl veriyoruz?

Yağ yakımı, karmaşık biyokimyasal işlemlerden oluşan bir süreçtir. Fizik yasaları gereği, kitle yaratılamaz ve yok edilemezdir. Vücudumuza giren fazla protein ve karbonhidrat, kimyasal bir bileşen olan trigliserite (karbon, hidrojen ve oksijenden oluşmuştur.) dönüşerek yağ hücrelerinde depolanır. Kilo kaybettiğimizde, işte bu depolanmış olan trigliseriti parçalayarak, yağ hücrelerinde hapsedilmiş olan karbonu açığa çıkarmış oluruz. Kilo aldığımızda ise tam tersine yağ hücrelerimizde depolanan trigliserit artmış olur. Başka bir deyişle, zaten var olan yağ hücreleri, tombullaşmış olur.

Yağ hafiyeleri işe, insan vücudundaki baskın yağ olan trigliserid molekülünün yanması sırasında neler olduğunu açıklayacak, formül ile başladılar:

C55H104O6 + 78O2  -> 55CO2 + 52H2O + enerji.

Vücudumuzda parçalanan yağ, karbondioksit, su ve enerjiye dönüşür. Araştırmacıların hesaplamalarına göre, bir insanın 10 kg yağ yakabilmesi için, 29 kg oksijen soluması gerekiyor. 29 kg oksijeni solurken, nefes verme yoluyla 28 kg karbondioksit, 11 kg su dışarı atarız.

Konu ile ilgili en etkileyici gerçek ise verdiğimiz yağın,  %16’sının dışkı, ter, vb. vücut sıvıları ile dışarı atılmasına karşın,  %84’ünün karbondioksit (CO2)olarak, nefes yolu ile dışarı atılmasıdır.

Yakılan yağ nereye gidiyor?

Karbondioksit atmosferde bolca bulunan bir gaz olduğundan, karbondioksitin nereye gittiği malum. Karbondioksit bitkilerin fotosentezi sayesinde, oksijene dönüşürken, atmosferde biriken fazla karbondioksit, küresel ısınmaya neden olur.

Koşarken daha çok karbondioksit salınımında bulunduğumuz için, daha çok yağ yakıyoruz. Peki, “Oturduğum yerde hızlı hızlı nefes alıp versem, zayıflamama katkıda bulunmuş olur muyum?” sorusunun yanıtı ise “Kesinlikle Hayır!”dır. Vücut ritminizin gerektirdiğinden daha fazla nefes alıp vermek, (buna hiperventilasyon deniliyor) vücudumuzun dengesini bozarak, baş dönmesi, zihin karışıklığı vb. sağlık sorunlarına yol açar.

Meerman ve Brown’a göre; sağlığımızı yakından ilgilendiren bu konu, ortaokul fen dersi müfredatına eklenmeli!

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar