Aşırı derecede acılı yemekler yediğimiz için sabaha kadar içimizin yandığı bir gecenin ardından hala bu yiyecekleri yeme isteği duyduğunuzu fark edip, şaşırdınız mı? Acılı yiyecekler yoğun bir zevk hissine yol açar. Tıpkı alkole ve sigaraya hissedilen arzuya benzer bir arzuya yol açar. Peki ama neden?

Acı algılama sistemi

Acı ile ilgili algımız; şekerin tatlı, limonun ekşi olmasına benzemez. Çünkü bu algı, tat değil histir. Dilimizdeki tat tomurcukları biberin acısını algılayamaz ama yanma hissini algılayabilir. Yanma duygusuna yol açan bileşiklere kapsaikinoidler denir. Bunlardan en bilineni acı biberde bol miktarda bulunan kapsaisindir.

Acı biber yediğimizde kapsaisin, yüzey sinir hücrelerinde bulunan TRPV1 adı verilen protein ile etkileşime girer. TRPV1 son derece önemlidir çünkü hücrelerimiz için adeta termometre görevi görür. Sıcaklığı algılar ve bunu beynimize iletir. Hemen ardından beynimiz sıcaklıktaki değişikliğe uyum sağlamak için çeşitli önlemler alır.

Normalde TRPV1, ısı arttığında aktive olur ve buna bağlı olarak vücudumuzun ısısı yükselir. Isınmanın artması soğutma mekanizmamızı harekete geçirir ve terlemeye yol açar. Acılı yiyecekler, TRPV1 proteinini aktive ederek, ısının arttığı algısına yol açar. Aşırı acılı yiyeceklerin terlemeye yol açma nedeni de budur. Hatta bazen içimizdeki yangın öylesine büyük olur ki sadece vücudumuz terlemekle kalmaz, gözlerimiz yaşarır ve burnumuz akar.

Acı biberdeki kapsaisin aslında biberin savunma mekanizması tarafından geliştirilmiş bir silahtır. Kapsaisin yanmaya yol açarak, biberi bazı mantar türlerinden ve memelilerden korur. Memeli hayvanların dokuları, kapsaisine tepki verirken, kuş gibi memeli olmayan türler için aynı etki söz konusu değildir. Kuşların biberi yemesi, biberin tohumlarının yayılmasına ve böylece biber türünün devamına katkı sağlar.

Ancak çok ilginç bir şekilde kapsaisinik maddelerden biri de vanilyadır. Kapsaisinin suda çözülmesi oldukça zordur. Bu yüzden bu bileşiğin yol açtığı yanma hissini gidermek için su yerine süt içilmesi önerilir. Bununla birlikte pek çok insan bu yanma hissini öforik (mutluluk verici) buluyor. Peki ama neden?

Ağrı kesici etkisi

Acılı yiyecekler, tıpkı nikotin ve kafein gibi bir algıya yol açtıkları söylenebilir ama onlar gibi fiziksel bağımlılığa yol açmazlar. Kimse acı biber yiyemediği için sigara içemediğinde verdiği tepkileri vermez. Ancak kapsaisinin yol açtığı nörolojik etkiler yeniden tüketme dürtüsüne neden olur.

Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi kapsaisin, beynimizi vücudun muazzam bir ısıya maruz kaldığına inandırır. Böylesi bir acı söz konusu olduğunda vücudumuz acıyı hafifletmek için doğal ağrı ve stres gidericilerden biri olan endorfin adı verilen nörotrasmitteri salgılar. Endorfin, sinir sinyallerinin ağrıyı iletme yeteneğini engelleyerek ağrının azalmasını sağlar.

Buna ilave olarak; ödül ve keyif duygularını ortaya çıkaran nörotransmitter olan dopamin de salgılanır. Bu nörotransmitter kokteyli, yoğun egzersiz sırasında ortaya çıkan fiziksel ve zihinsel mutluluk durumuna yol açar. Yani daha acılı yiyecekler daha fazla acı hissine, daha fazla acı hissi de daha fazla öfori duyusuna yol açar.

Ağrı giderici merhemlerin ağrıyı gidermeden önce uygulandıkları bölgeyi yakmaları tesadüf değildir. Tahmin edebileceğiniz gibi bu tür merhemler, kapsaisin içerir. Sinir hücrelerinin ucundaki TRPV1 proteini vücudunun birçok yerinde bulunur. Bununla birlikte bazı bölgeler diğerlerinden daha hassastır.

Bir memeli olan insan yemesin diye evrimsel sürecinde kapsaisin üretmiş olan acı biber, yol açtığı yoğun acı duygusuna rağmen insan tarafından neden seviliyor diye merak ediyorsanız,  “Bazıları neden “acılı” sever?” başlıklı makalemizi okuyabilirsiniz. (Okumak için buraya tıklayabilirsiniz.)

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar