Henüz yürümeye başlayan bir çocukla biraz zaman geçirirseniz, çocuğun eline aldığı bir nesneyle bir süre ilgilendikten sonra onu size uzattığını, adeta nesneyi almanızı istediğini fark edersiniz. Bu yaşlardaki çocuklar, bir oyuncağı ya da herhangi bir nesneyi bir yetişkine vermekten hoşlanır. Bu yaşlardaki bir çocuğa bakan çoğu yetişkin de ne anlama geldiğini anlamadan bu garip oyuna katılır.

Bilim insanları, çocukların bu oyunu neden sevdiklerini anlamak için yaptıkları çalışmalar sonucunda, mantıklı hipotezler geliştirmişlerdir.

Bu hipotezlerden en popüler üçü şöyledir:

1. Şema

Beyin gelişiminin çok hızlı olduğu bu dönemde küçük çocuklar, biz yetişkinlere anlamsız gelen birçok etkinlikte bulunurlar. Aslında bu etkinler onların beyin gelişimlerinin bir parçasıdır. Çocukların yaptığı tekrarlayan eylemler dizisine şema denir. Bu şemalar zaman içinde çocuğun kendisi ve dış dünya ile ilgili fikirlerini ve inançlarını geliştirmesine imkan tanır. Şemalar, aslında beynin yapı taşlarıdır. Nasıl ki organizmanın varlığını sürdürebilmesi için organlara ihtiyacı varsa, zihnin de işlem yapabilmek için şemalara ihtiyacı vardır. Şemaların birkaç farklı tipi vardır: takip etme, konumlama, yerleştirme, çevirme, çevreleme, nakletme ve bağlantı kurma vb.

Çocukların bir nesneyi bir yetişkine verme etkinliğine neden olan “nakletme şeması“dır. Çocuklar, bu oyun sırasında nakletme şeması egzersizleri yapmaktadırlar. Hareket ve transfer yeterliliklerini geliştirdikleri bu oyun, dünyayı tanımalarının önemli bir adımıdır.

2. Reaksiyon

Diğer bir hipotez ise çocukların davranışlarının sonucunda reaksiyon görmekten hoşlanmalarına dayanır. Davranışsal bakış açısına göre çocukların bu etkinlikleri edimsel şartlanma nedeni ile ortaya çıkar. Çocuk tesadüfen bir nesneyi yetişkin birinin eline verdiğinde bir ödül ile karşılaşmıştır. Burada ödül, alkışlama, ilgi veya basit bir göz teması bile olabilir. Çocuk bu ilgiden yaptığı davranışın olumlu bir davranış olduğu kanısına kapılarak, yeniden ödül elde etmek için tekrardan aynı davranışı sergiler.

Bu hipotez bizim gibi yetişkin çocuklar için de geçerlidir. Biz de tahmin edilemeyen ve sürekli olarak değişen dünya ile ilgili korkularımızı yenebilmek için tıpkı çocuklar gibi edimsel koşullanmadan faydalanırız. Çocuklar da tahmin ettikleri pozitif reaksiyonlara yol açacak davranışları tekrarlamaktan hoşlanırlar.

3. İletişim

Bir nesneyi birine uzatmak, vermek o kişi ile iletişime girmenin de yoludur. Üstelik genellikle nesneyi verdiği yetişkinden, gülümseme gibi mutluluk göstergesi bir reaksiyon almak bu iletişimi daha da zevkli kılar.

Çocukların bazı davranışları tekrarlama eğilimi göstermeleri ile ilgili olarak; “Çocuklar neden aynı filmi defalarca izlemek ister?” adlı makalemizde de detayları ile açıkladığımız gibi sonucu tahmin etmek, çocuklarda güven ve huzur duygusu yaratır.

Kaynaklar:

Benzer Kanıtlar