Ultra modern yaşantımız, yazılı mesaj kullanımını artırırken, yepyeni akronimlerin (baş harfler kullanılarak yapılan kısaltma) ortaya çıkmasına neden oluyor. Her geçen gün kısaltma dağarcığımıza yenileri ekleniyor. Yenilerini öğrenmekte bazen güçlük çekiyoruz ama bir kere öğrendik mi de kullanmadan edemiyoruz.

Bu gerçeği çoğumuz modern bir fenomen sanıyoruz ancak yüzyıllar önce ortaya çıkmış olan, hepimizin kullandığı ünlü bir akronim var. El ile yapılan bir işareti de olan OK’den söz ediyoruz. İşte “OK” gerçek hikayesi!

Kısa Cevap: Bir şaka olarak başladı, bir kampanya sloganı olarak ün kazandı ve daha sonra yüzlerce değişik yolla yeniden tasarlandı. Buraya kadar “ok” ise hikayenin detaylarına geçebiliriz(!)

“OK” kısaltmasının kökeni

Kısaltma ilk kez 1839 yılında, Boston Morning Post gazetesinin akıllı bir editörünün yaptığı şakada kullanılmıştır. Editör, “Anti-Bell Ringing Society” adlı dernek ile ilgili kaleme aldığı makalesinde, “all correct” yani “hepsi doğru” manasında O.K. kısaltmasını kullanır. Aslında A.C. olması gerekirken, kısaltmanın O.K. olması, o dönemde, yaygın olarak kullanılan telaffuz benzeşmesine dayanmaktadır. Basit bir şaka ile ortaya çıkan O.K. Amerika başkanlık adaylardan biri olan Martin van Buren’ın takma adı olan Old Kinderhook’un baş harfleri ile aynı olması, ateşli taraftarlarının O.K. adlı bir klüp kurmalarına yol açar.

Bu olaydan bir yıl sonra, O.K. hem seçim kampanyasının sloganı, hem de popüler kültürün kısaltması haline gelir. Hatta bu ikisi ayrılmaz bir şekilde birbirine girer.

Ardından Martin van Buren’ın muhalifleri O.K. kısaltmasını açıklamasını, politikacının zaaflarını yeren kelimelerle yeniden türeterek, karşı kampanyalarında kullandılar. Sonunda dönemin eleştirmen ve bilginleri O.K.’i ulusal argo sözlüğüne dahil ettiler. Açık olmayan tanımlaması nedeni ile birçok nüktedan zeka örneğinin sergilenmesine neden olan kısaltma, bu sayede akıllara ve haliyle konuşma diline yerleşti.

Dilden Telgrafa

Bir gazetecinin şakası ve başkanlık adaylarından birinin kampanyası ile yaygınlaşan kısaltmanın kullanımı, telgrafın icadı ile yeni bir boyut kazanır. Uzak mesafeli iletişimin bu erken döneminde, mesajların tamamlandığını belirtmek için bir kısaltma kullanılması gerektiğinde O.K., telgraf operatörlerinin kullandığı bir terim haline gelir.

Onaylamanın en basit hali olan ve sunduğu kullanım kolaylığı ile OK kısaltması, Amerika’dan öncelikle İngilizce konuşulan dillere, ardından da sayısız dünya diline girmiştir.

“O.K.” adeta dil engelini ortadan kaldırmıştır.

Kısaltma, uluslar arası bir yaygınlığa kavuşunca bazı zeki insanlar bu kısaltmanın bir de jestlerle ifade şeklini geliştirdiler.

Bilinirliğiyle, adeta dil bilinme sınırlarını aşan bu ünlü kısaltma, birçok grup tarafından sahiplenilmeye çalışılmıştır. Birçok grup Ok. kısaltmasının kendi kültürlerinin bir ürünü olduğunu iddia etmiştir. Hatta iddialarını destekleyen yüzlerce hatta binlerce yıl öncesine dayanan tezler ortaya atanlar olmuştur. Geçerliliğinin ispatlarını sunan tek tez ise yukarıda anlatılmış olandır. O da 178 yıl öncesine dayanmaktadır…

Ok’in sahiplenilmesi ile ilgili tartışmalar konusunda fikir vermek için, bu kelimelerin diğer kültürel açıklamalarından örnekler:

Almanca – Ober-kommando (Öok)

Chocktaw* – okeh

Latince – omnes korrecta

İskoçya – och aye

Yunanca – ola kala

Bu kelimelerin tamamı, o dildeki onaylama anlamına gelen kelimelerle ilişkilendirilmiştir. Türkçe için bir örnek bulmaya zorlasak, mesela “Olur, tabi” gibi bir cümlenin kısaltması olduğunu iddia edebiliriz.

Sonuçta doğru olduğuna inandığımız açıklama ne olursa olsun, herkesin tarih üzerinde anlaşmaya varmasının imkansız olduğunu söylemek gerekir. Etimolojinin bazı insanlar için çok ilginç bulunma nedeni de işte budur. Boston Morning Post ve Martin van Buren’in kampanyası öncesinde, OK’in var olduğunu kantılayacak somut bir işaret söz konusu değildir ancak yine de herkes kendi ok. olduğu hikayeye inanmaya devam edebilir.

*missisipi de yaşıyan bir kızılderili kabilesi

Kaynaklar

Benzer Kanıtlar